Detroit: Dünyanın otomotiv başkenti olan şehrin çöküşü

Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan eyaletinde bulunan ve dünyanın otomotiv başkenti olarak kabul edilen Detroit kentinin çöküş öyküsü.

Detroit şehri 1701 yılında Fransız Cadillac tarafından kurulmuştur. Şehir iki büyük gölün birleştiği bir geçit üzerinde olduğu için Fransızca da boğaz manasına gelen Dé troit ismini almıştır. 1760 yılında şehir İngilizler tarafından ele geçirilmiş ve İngilizler şehri Detroit olarak adlandırmışlardır. 1812 savaşları sonucunda 1813 yılında Detroit, ABD tarafından ele geçirilmiş ve tekrardan yapılandırılmaya başlanmıştır.

detroit

Detroit’in dünya otomotiv sektörünün başkenti olması

Özellikle 1890 ile 1940 yılları arasında dünya otomotiv sanayisinin temelleri Detroit şehrinde atıldı. GMC, Chevrolet, Cadillac, Dodge, Jeep, Chrysler, Ford ve Lincoln gibi Amerika’nın sembolü olmuş otomobil şirketleri Detroit sokaklarında kuruldu. Henry Ford ilk fabrikasını ve şirketini bu şehirde kurdu ve ilk otomobili yine bu şehirde test etti. Ayrıca Detroit büyük üreticiler ile birlikte otomobillerde kullanılan en küçük yan sanayi parçalarına kadar üretim yapan birçok irili ufaklı firmayı da barındırmaya başlamıştı. Otomotiv sektörünün merkezi haline gelen şehir yerel halk tarafından “Motor Şehri” olarak adlandırılmaya başlandı. Tüm bunlar ile birlikte 1950-60 yılları arasında Detroit altın çağını yaşamaya başladı ve ABD’nin en büyük, en kalabalık ve zengin şehirlerinden biri haline geldi.

otomotiv başkenti detroit

“Amerikan Kâbusu” bir kent

Bugün Detroit şehrine bakıldığı zaman göze korkunç istatistikler çarpıyor. ABD’nin ve dünyanın otomotiv üssü olan şehirde temel hizmetler neredeyse çökmüş durumda. Kent 20 milyar doların üzerinde bir borç içinde. Emeklilik ve sağlık sistemi bu borcun altyapısını oluşturmakta. Temel hizmetlerdeki çöküş kentin bir zamanlar 2 milyona yaklaşan nüfusunun 650 binin altına düşmesine neden olmuş. Kentte 80 binin üzerinde terk edilmiş veya tahribata uğramış bina bulunuyor. Kentteki sokak lambalarının üçte birinden azı çalışıyor. Ambulansların sadece üçte biri çalışıyor. Polis ve itfaiye gibi acil hizmetlere yapılan çağrılara yanıtlar bir saati geçen sürelerde veriliyor. Ayrıca Detroit ABD’nin en fazla suç işlenen büyük kenti olmuştur. Tüm bunların yanı sıra kent, 2013 yılında ABD’nin iflas eden ilk ve tek büyük kenti oldu. Bugün şehir, şehir merkezinin yaklaşık bir kilometrekarelik kısmı hariç oldukça eski ve ürkütücü bir görünüme sahiptir.

Kentin çöküşünün nedenleri

detroit otomotiv

Detroit’in çöküşü temelde bir sektöre bağlanmasıyla açıklanabilir. Otomotiv sektörü Detroit şehrinde kurulmuş olabilir ancak gelişimi ve sürekli yenilenmesi farklı bölgelerde gerçekleşti. Amerika Birleşik Devletleri’nin gücü, yeni sistemler oluşturmaktan veya kendisinin oluşturmadığı yeni sistemlere hızlı bir şekilde uyum sağlamasından kaynaklanmaktadır. Ancak Detroit kenti yeni değişimlere uyum sağlayamamıştır. (Bkz; ATATÜRK HAVALİMANI’NIN EN ZOR PAS GEÇME PROSEDÜRÜ)

Şehir ilk darbeyi Volkswagen’in Kaplumbağasından aldı. Volkswagen’in otomobili ABD’nin ilk ciddi ithalatı idi. Amerikan otomobil sanayisinin beygir gücü yüksek ve güçlü dış görünüşle üretilen araçlarına karşın kaplumbağa, ciddi maliyet avantajı ve yakıt tasarruflarıyla karşılarına çıktı. Amerikan otomotiv sanayisinin reklam spekülasyonuna rağmen özellikle II. Dünya Savaşı ile birlikte Almanya’da kalan ve 1960 yıllarında ülkesine dönmeye başlayan birçok Amerikan askeride Volkswagen’in Kaplumbağasının avantajlarını fark ederek bu araçları kullanmaya başladı.

Amerikan otomotiv sanayisinde GMC, “Corvair” adında modeli piyasaya sürerek kaplumbağaya cevap vermeye çalışsada ciddi bir hata yapmışlardı. Volkswagen’in başarısının yalnızca fiyatının düşük olması nedeniyle gerçekleştiğini düşünmüşlerdi. Bu nedenle Corvair’in fiyatını azaltmak adına birçok önemli parçasında tasarrufa gidilmiş ve bu durum yeni modelin kalitesiz olmasına neden olmuştur. Buna karşın kaplumbağa ucuz olsa bile mühendislik açısından kusursuz ve kaliteli bir modeldi. Sonuç olarak Volkswagen 10 yılı aşkın bir süre ABD’de otomotiv pazarını başarıyla domine etmiştir.

detroit

1973 Petrol Krizi ve Toyota’nın yenilikçi üretimi

Japonların “Kaizen” diye adlandırdıkları, sürekli iyileştirmeye dayanan felsefesi ile üretime başladıkları kaliteli ve ucuz, kısaca yalın otomobiller ile birlikte Amerika otomotiv pazarına yeni bir güç girmiş oldu. Toyota benzer bir şekilde Volkswagen’in yolundan yenilikçi üretim sistemleri üreterek gitmeye başladı. 1973-74 yılları arasında gerçekleşen petrol krizi sonucu ABD’de yaşanan benzin krizi halkı tasarruf yapmaya itti. Bu durum sonucu halk, özellikle yakıt tasarrufu ile birlikte ciddi maliyet avantajı sağlayan otomobillere yönelmeye başladı. Bu gelişmelerin ardından ABD’nin otomotiv pazarında, Detroit’in büyük otomobil üreticilerinin pazar payları yüzde 40’lara kadar geriledi. Rekabette zora giren Amerikan otomotiv endüstrisi 1980 sonrası alarm vermeye başladı.

Amerikan otomotiv sanayisi 2000’li yıllara gelindiğinde ciddi anlamda sıkıntılar çekiyordu. Otomotiv endüstrisine son darbeyi ise sahneye çıkan Çin firmaları vurdu. Çin firmalarının otomobil yan sanayisinde hakimiyeti ele geçirmesi ve ABD’ye düşük maliyetli otomobil ara parçaları ihraç etmeleri Detroit şehrinde bulunan birçok firmayı iflas ettirdi.

Kapanan firmalar, iflas eden ve kurtarılmayı bekleyen, yenilikçi üretim tekniklerine ve yeni teknolojilere ayak uyduramayan dev otomobil şirketleri, bir zamanlar yüksek zenginliğe erişen şehrin giderek yoksullaşmasına ve işsizliğin inanılmaz seviyelere ulaşmasına neden oldu. 2000-10 yılları arasında şehirden 250 binin üzerinde insanın göç etmesi ile birlikte Detroit Belediyesi vergi gelirlerinin yarısından fazlasını kaybetti. Bir zamanlar ‘Motor Şehri’ olarak bilinen Detroit kenti iflas ederek bilinmezliğe doğru bir yola çıktı.

Bir yorum bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi*