14 Temmuz 1942 Atılay Faciası

İsmi Atatürk tarafından verilen Atılay denizaltısı 14 Temmuz 1942’de son seferine çıktı. 39 mürettebatıyla suya gömülen Atılay’dan geriye hüzünlü öyküsü kaldı.

Atılay

Haliç, 19 Mayıs 1939’da tarihi bir törene ev sahipliği yaptı. Cumhuriyet döneminin ilk denizaltılarından Atılay, o gün coşkulu kalabalığın alkışları arasında Taşkızak Tersanesi’nde suya indirildi.

Atılay’la birlikte üç denizaltı daha üretildi. Diğer denizaltıların isimleri de daha sağlığında Atatürk tarafından verildi: Saldıray, Batıray ve Yıldıray… Hepsinin sonu “ay”la bittiği için bu denizaltılar “Ay sınıfı” olarak adlandırılmıştı. Dört denizaltıdan Atılay, acı öyküsüyle tarihe geçti.

II. Dünya Savaşı başlamıştı. Savaşta yer almak istemeyen Türkiye, özellikle Boğazlar konusunda hassas davranıyordu. Çünkü Montrö Sözleşmesi’ne göre Boğazlar, Türkiye’nin kontrolündeydi. Boğazlardan izinsiz geçişi önlemek için İngiliz yapımı manyetik alan kabloları döşendi. Kabloların işe yarayıp yaramadığını kontrol etme görevi ise Atılay’a verildi.

Atılay’ın Son Görevi

O sırada Gölcük’te bulunan Atılay denizaltısı, 12 Temmuz 1942’de İstanbul’a hareket ederek Moda açıklarına demirledi. Son görevine çıkacağından habersiz Çanakkale’ye vardığında ise takvimler 14 Temmuz’u gösteriyordu. Sabah saatlerinde Çanakkale’ye demirleyen Atılay’ın komutanı bölgeyi iyi tanıyan Binbaşı Sadettin Gürcan’dı.

Atılay’ın yerine getireceği görev belliydi. Çanakkale Boğazı önünde geniş bir kavis çizecek, ardından manyetik hattın üzerinden geçerek Morto Koyu’nda su yüzüne çıkacaktı.

Saatler Süren Sessizlik

Atılay 6 subay, 17 astsubay ve 16 erden oluşan 39 kişilik mürettebatıyla saat tam 14.30’da dalışa geçti. Bu görevde Atılay denizaltısını Kartal römorkörü takip ediyordu. Ancak kötü hava şartları yüzünden Seddülbahir açıklarında römorkör Atılay’ı gözden kaybetti.

Atılay, bir türlü su yüzünde görünmüyordu. Aradan saatler geçmişti ama ses seda yoktu. Bunun üzerine harekete geçilerek iki koldan arama yapıldı. Avcı botları yüzeyde yaptıkları taramada Atılay’ın batarken suya bıraktığı şamandırayı buldu. Battı şamandırasının içindeki telefonu çıkarıp konuşmaya çalıştılar. Ne var ki karşı taraftan ses çıkmadı.

Kürsel Savaşçı

Bir yorum bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi*